Kimi için partnerinin olmaması, kimi için eve gidince ki sessizlik, kalbinin attığı kimsenin olmaması, çocuk sahibi olmamak, az arkadaşa sahip olmak, arkadaşının olmaması, iş sahibi olmamak, depresyonda olmak, depresif hissetmek, anlaşılmadığını hissetmek vb. birçok sebebi olabilir yalnızlık hissini tetikleyen. Peki yalnız mıyız gerçekten? Ya da her an birine ihtiyacımız var mı? Neden her an birine ihtiyacımız var? Yanımızdaki insanlar neden etrafımızda? Gerçekten çoğu aktivite için birine mi ihtiyacımız var, ya da bir konuya karar vermek için? Öncelikle yalnızlık ne ifade ediyor bizim için onu anlamalıyız. Günlük hayatımızda neler eksik? Yalnızlığı nasıl dolduruyoruz? Kendimizi dinleyerek mi? Yoksa kendimizden kaçarak mı? Kaçıyorsak ne yapıyoruz? Telefona mı bağlanıyoruz, kitap mı okuyoruz, yanlış̧ tercihler mi yapıyoruz, yoksa alkolle veya bize zarar verecek davranışlarda mı bulunuyoruz? Yani aslında bilmiyor muyuz acaba nasıl yalnız kalınır? Yalnız kalmaktan . mı korkuyoruz, kendimizi tanımaktan mı? Herkese göre farklı hisler uyandıran, düşünceler getiren ve davranışlarımızı etkileyen, hayatımızı etkileyen bir konu yalnızlık benim görüşüme göre? Önce kendimizle kalmayı öğrenmeliyiz; zaten istesek de istemesek de hayat bir yerde öğretiyor bize baş etmeyi yalnızlıkla...Harekete geçmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum. Harekete geçmeyi istemek en önemli nokta sanırım. Harekete geçme ihtiyacı duymak ve devamında gelen motivasyon! Harekete geçmek için niyet edilen her an doğru an aslında. Ne istediğini bilmek bazen zor olsa da davranışların değişmesi için harekete geçtiğinizde aslında bir eksikliği fark etmiş oluyoruz. “Spor yapmıyorum, kendime yeterli vakit ayırmıyorum, yapmam gerekenleri erteliyorum, yapabileceklerimi göremiyorum veya görüyorum ama harekete geçemiyorum.” gibi düşüncelerin içinde boğulduğunuzu fark ettiğinizde bu şekilde düşünmenin sizde uyandıracağı kaygı ve pişmanlık ne yazık ki harekete geçmek için yeterli değil. Zaten şayet yeterli olsaydı çoktan bir yerden başlamıştık değil mi? O zaman ne demiştik; harekete geçmeyi istemek önemli ilk olarak, bizi eyleme geçirecek motivasyon orada saklı çünkü! Ve inanmak tabii ki. Bir karara varmadan önce onu yapabileceğinize dair inanç ve yapamayacağınızı düşündüren sebepleri, engelleri bulmak ve bunlar üzerine yoğunlaşmak başlangıç için yeterli olsa gerek. Kendinize inandıkça aslında kendinize olan güveniniz de artmaz mı? “Evet inanıyorum ve yapabilirim!” diyebilmek de aslında özgüven doğurmaz mı? Sonrasında ise yapmanız gerekenler belli; yapabileceklerinizi, yeteneklerinizi ortaya koymak. Ortaya farklı eylemler çıktıkça aslında o sıkışmışlık hissi, çaresizlik, yapamayacağım şeklinde düşünme biçimi bir süre sonra yerini “Evet yapabiliyorum ve yapmaya devam edeceğim!” düşünce biçimine bırakacak ve motivasyonunuzu arttırmaya da devam edecektir! Kendinize yapabileceklerinizi göstermek için zaman verin, alan tanıyın ve kendini motivasyonunuzu nasıl arttıracağınız üzerine odaklanmaya çalışın! ‘’ Beni ne motive eder? ‘’ Bunun üzerine düşünmek, yapamadıklarınızı ve başarısız olduğunuzu düşündüğünüz zamanlarda harcadığınız emekten çok daha anlamlı olacaktır.