Farkında bile değiliz bazen kiminle konuşuyorduk, kiminle tanışmıştık, arabayı nereye park etmiştik, hangi yoldan gittik bugün işe, sabah ne yemiştik, kahve içmiş miydik, filmde neler oluyordu, zihnimizden hangi düşünceler geçti, neler hissettik onları düşündüğümüzde, geçmişte veya gelecekte mi yaşıyoruz daha çok? Farkında olmak basit ve uygulaması kolay bir alışkanlık gibi görünse de zihnimiz dağılabilir, bu anda kalmakta zorlanabilir ve kendimizi hayatımızın kontrolünü kaybetmiş bir otomatik pilot modunda bulabiliriz. O bile farkındalıktır aslında, evet şu an otomatik pilota geçtim diyebilmek. Bazen bunun farkında olmak zordur. Bedenimiz ve zihnimiz birbirinden ayrılmaya başlar. Oradayız, belli davranışlarda bulunuyoruz belki de evet; ama zihnimiz burada mı? Otomatik pilotta olmak bir süre sonra unutkanlık, yorgunluk, stres doğurabilir. Kısa vadede işlevsel olan otomatik pilot aynı anda birçok işi yapmamıza yardımcı olabilir; fakat burada bahsettiğim telefonu birisini aramak üzere elinize aldıktan sonra birçok şeye bakıp o kişi aramayı unuttuğunuz anlar… Yani niyetimizi unuttuğumuz anlar. ‘’Niyetim neydi?’’. Farkındalık için zihnimizi durdurmamız gerekmez, mümkün de değildir. Zihnin gevezeliğine kulak vermek, zihnin nereye gittiğini, nerelerden ne bağlantılar kurduğunu, geçmişe veya geleceğe gittiğini fark edebilmektir farkındalık. Farkındalık zihnimize çıkan zorlukları onlar aklımıza ve yaşamımıza egemen olmadan yenme özgürlüğü sağlar.